9 Eylül 2008 Salı

İnsanlığın tarihi ayıbı ;DARFUR

Bu coğrafyada yaşayanların 1. dünya savaşında Osmanlıya önemli ölçüde deste verdiğini hatırlatmakla başlamak istedim yazıma ve bu nedenle yıllardır içinde yaşadığı savaşlardan etkilenen bu coğrafyanın tamamının Müslüman olduğu,fakat ülkeyi yönetenlerin kapitalizme bıraktıkları onur ve gururlarından olmalı ki,kendi insanını öldüren Cencevidlere destek vermekten çekinmediklerini anlatmakla..
Sudan’ın batısında yer alan bu bölgede,alışılagelmiş Çad ile olan anlaşmazlıklarını biliyorduk,iç savaşları da derken şimdi bütün dikkatler Darfur’da!!

2003 yılında ,yerel bir isyanın ardından ,bölgedeki Arap kabileleri ile Hükümet tarafından kurulan ve desteklenen Cencevid milisleri arasında başlayan çatışmalar Darfur nüfusunun üçte birini zorla yerinden etti ve binlerce insan öldürüldü.Bu arada milyonlarca kişi de yerleştirildikleri mülteci kamplarında yaşatılıyor.Yaşamak denilirse..

Halkın en önemli rahatsızlıkları yetersiz beslenme,
Bir ailenin 2 kg darı ve 250 gr şekerle bütün ay yetinmek zorunda olduğunu ,annelerin bebeklerine süt verebilmek için kampta bulunan çok az sayıda keçi için sıra beklediklerini duyduğumda sizinde aklınızdan geçenlerdi benimkilerde.

Bu kamplarda şimdilerde ise açlıkve sefaletin yanı sıra kışın bile termometrenin 30C ve üstünü gösterdiği bu bölgede,salgın hastalıklara karşı yaşam mücadelesi vermeye çalışılıyor.Yaz aylarının en büyük korkusu menenjit,ishal,iltihap,dizanteri ve kolera derken hepatittende ölenlerin sayısı bir hayli çok.

Bölgede bulunan doktorlar da ilaç eksikliği nedediyle bir şey yapamamaktan üzgün.Ve dram her geçen gün daha da büyüyor.
Bildiğimiz gibi kaç yıldır süregelen insanlık ayıbını bazı güçler kamuoyundan gizlemeye çalışırken Sudan yönetimi de buna destek oluyor.Fakat bu Darfur ‘da her dakika insanların öldüğü,öldürüldüğü ve işkence gördüğü gerçeğini değiştirmiyor.Ne yazık ki!

Kısacası Darfur’ un çıkar ilişkileri ve yeni bulunan petrol kaynakları nedeniyle çözülmek istenmeyen bir sorun olduğuna daha çok inanmaya başlıyorum.
Tecavüzün kadınların üzerinde silah gibi kullanıldığı bu bölgedeki kadınların yerine koydum bir an kendimi.Bu kadın ve çocukların içinde bulundukları yaşam koşulları
daha doğrusu dramları ne dayanılmaz.
Ya gururları?Tecavüzünde üstünde.

Tecavüzün kadın ve küçük çocuklar üzerindeki etkisinin yanı sıra hayatları boyunca damgalanacakları ve kendi aileleri ve başkaları tarafından dışlanıcaklarını düşünmek çok acı.
UAÖ(Uluslararası Af Örgütü)ü basın açıklamasında;kadın ve kız çocuklarına tecavüz edildiği kaçmalarını engellemek için de Cencevidler tarafından işkencelere maruz kaldıklarını duyurmuş.
Yine aynı basın açıklamasında Darfurlu bir kadının sözleri de bunu doğruluyor.;5-6 erkek,altı gün boyunca birbiri ardına bize tecavüz ediyordu.Bu olaydan sonra kocam beni affetmedi ve bıraktı;
Kendi insanını öldürmekten çekinmeyen bir yönetime sessiz kalan tüm dünya ülkeleri de bu suça ortaklık etmiş sayılmıyor mu??
Hatta ve hatta dünyaya ders vermeye çalışan kendilerini ileride ve gelişmiş gören ülkelerin çakal sürüleri?

Açlık ve hastalıklar yüzünden insani yardım adı altında sokakta dolaşan neredeyse her 3 araçtan birinin misyonerlere ait olduğundan bahsediyor arkadaşım ve bunların ağlarına düşen Darfur halkının da dinlerini değiştirilmeye çalışıldığından.
Yaşamak için insanların böylesine acı çektiğine ve mücadele ettiğine şahit olunca,mücadeleden korkan bizler düşünmeliyiz.
Ve ne ilginçtir ki Emperyalizm’in geçtiği her yerden 50 yıl da geçse felaketler bitmiyor ve ülkede sömürülecek fazla bir şey kalmadığı için de kimse gitmek istemiyor.

Ve bütün bu olanlar dünyanın gözü önünde oluyor.
Tüm dünyanın uydudan çakilmiş fotoğraflarını yayınlayan Google Earth’ün uygulamasında ,acı çeken insanların yanında,bombalanan okul ,cami ve köyleri de tüm çıplaklığı ile görmeniz mümkün.

Yaklaşık 8 milyon kişinin yaşadığını,bunun 2,5 milyonunun evlerinden zorla ayrıldığını,450
bininin de başka bir ülkeye gitmek zorunda kaldığını hatırlayalım ve kendimizi bu insanların yerine koyalım bir an.
Böylesi acı bir tablo karşısında tepkisiz kalmayalım,daha çok insanı bilgilendirelim ve soykırımı unutturmayalım.
NATO üyesi tek müslüman ülke olarak ağırlığımızı koyup,bizim bu insanlara destek olmamız örnek bir davranış olacaktır.

Huzurumuz da yanımızda kar...

Asu Mansur

Hiç yorum yok: