9 Eylül 2008 Salı

Gökkuşağı Çocukları;(Eşcinsel dosya)

Her alanının Heteroseksüel bir düzen için kurulduğu hayatta varoluşlarını gösterememek onları biraz haksızlık değilmi ?




Eşcinsel olmayı bi seçim , cinsel bir fantazi , kadın erkek ilişkisi yaşarken , hemcinslede bunu yapabilmek için bir karşı koyuş gibi değil bir durum olarak görmeli diye düşünüyorum . Dünyanın gelişim süresince bir çok seye karşı başlattığımız kampanyalar örneğin Kadın hakları , çocuk işçiler , kölelik , soykırım , şavaşlar derken bunun yanısıra cinsel ayrımcılığada bir son vermek için birşeyler yapmamız uygarlığı daha da yükseltmezmi?
Bizler cinselliğin hem cinslerle yaşanmasını yeni çağ zihniyeti gibi algılansakta eşcinseller arası aşk bilinen en eski yazıtlar Antik Yunan ’ a dayanır .Hepimizin bildiği Binbir Gece Masallarında tercih edilmesi gereken aşkın heteroseksüelmi yoksa eşcinselmi olması gerektiğini tartışma konusuyken , Dünya edebiyatında kaleme alınan en güzel aşk şiirleri , Mevlanın bazı eserleri gibi ilhamını bu gelenekten almışken biz kör göze parmak misali ortalıkta görünen üç beş eşcinselle bunu değerlendiriyoruz .Oysa ki;Orduların cengaveri, insanların önünde titrediği Büyük İskender erkek sevgilisinin ölümünden sonra günlerce yas tuttuğunda ona kim karışabilmiş?
Bir dahi olan Da Vinci'yi toplumdan dışlanmasının nedeni eşcinselliği değilmidir? Michelangelo durup dururken mi yazmıştır eşcinsel temalı aşk şiirlerini?
Enderunlu Fazıl Bey eşcinsel olmakla her zaman, her vesileyle övünmüş. Kadınlardan zevk almadığını devamlı tekrarlamış, eserlerinde hep bu konuyu işlememişmidir?
Padişahlar , krallar , şavaşçılar , şairler , düşünürler , her sosyal sınıftan birileri bunu yaşamışken biz hala tabu olarak görmeye devam ediyoruz .

Eğer tarih yalan söylemiyorsa eşcinseller binlerce yıldır var oldular ve olmaya devam ediyorlar .Ve Tarihte bu insanlar şimdiki gibi medyada göz önünde olanlar gibi bir aşağılanma unsuru olarak sunulmadılar ve Eşcinsel diye herhangi bir sınıfa konulmadılar.
İnsanlık nasıl bin yılı aşkın süredir eşcinselliğe tanık olduğu halde neden kabullenemiyor ?

Ve ne yazikki hala günümüzde halk , politikacılar ve yazarlar bunun , ruhsal bir bozukluk olduğunu tartışa dursun,
1974 yılında Amerikan Psikiyatri Birligi ve hemen sonrasında 1992 yılında İnternational Classification of Diseases(ICD) Eşcinselliğin ruhsal bir bozukluk olmadığını belirtip bunu hastalık kavramından çıkartmışlardır.

Umuyoruz , ama görünen o ki eşcinsellerin sorunları ,Türkiye insan haklarınca yeterince değerlendirilmiyor , Bu insanların maruz kaldıkları ayrımcılık ,duyarsızlık ,şiddet ve bu baskının getirisiyle üzerlerinde oluşan kimliksizlik duygusu onları daha kapalı yaşamaya itme ve bunun beraberindede hergün gazetede karşımıza çıkan haberlerden hiç mi sorumlu değiliz .Sivil toplum örgütleri , politik organlar , kamu kurumları bütün bu olanları neden hala görmezden geliyor .
Durum böyle olunca eşcinsellerin yaşadıkları sorunlar insan hakları alanında gündemleşmemekte ve onlarda ayrımcılık ve şiddete uğramaya devam etmektedir .


Norm’un dışında kabul edilen bu insanlar yaşadıklarını bakın nasıl dile getiriyorlar .

Nil Dumru 27 Muhasebeci - Ankara

En büyük sorun aşkımızı hetero insanlar gibi açık açık bulunamamız , sosyal çevremizden dışlanma tehlikesi ile gizlenmek zorunda kalıyoruz . İnançlardan ötürü yüzde 85 i kabul etmiyor ve bunu hastalık psikolojik bir sorun ve sapıklık olarak algılanıyor . Gizli saklı bir yaşam ne kadar sürebilirki ?
Hetero insanların duygusal olarak yaşadığı sıkıntıları bizde çekiyoruz , ama bizimki abes olarak algılanıyor . Onların ise tek sanşları heryerde el ele gezip öpüşüp sarılabilmesi , gerektiğindede evlenmek için yasal haklara sahip olması . bizlerin bu haklardan maruz kalmamız çok üzücü bir durum . Ama ümidim var 4 yıl sonra bu hakları elde edeceğiz , Avrupa birliği devletimize baskı yapıyor .

İrfan Sözer 28 İşçi - Kastamonu

Eşcinseller olarak haklarımızın verilmedigi ve dısşlandıgımız aşinadır . toplumumuzun ilerleyememesindeki sebep sığ düsünceli sevgiyi saygıyı nerde ne sekilde veremediginden kaynaklanmaktadır (benim düsüncem tabi) ben bir escinsel olarak hemcinsim olan sevgilimle sokakta neden el ele dolaşmayayım ki coğu ülkede bu mevcutken biz ülkemizde bunu neden evimizin özel odalarında yasama zorunluğu bırakılıyor ? Diledigimiz gibi yasamak biz Eşcinsellerinde hakkı . madem insan hakları diyorsunuz . Bizde insanız nerde haklarımız .



Esra Tavan 21 Gaziantep-Sporcu

Lezbiyen olduğumu saklamak için erkeklerle çıkmak zorunda kaldım , Şehrimde bize özel mekanlar ve dernekler açılamaması yada açıldığının ertesi günü kapanması üzücü bir durum .

Nur Özbek 20 - İstanbul - Öğrenci


Düzenin heteroseksüellere göre kurulduğu , eşcinsellerin baskı altında olduğu ve bundan öte yok sayıldığı bir gerçektir . Bu konuda eşcinsellerin sorumlu olduğu nokta ise yeterince bilinçli olamamaları , örgütlü mücadeleden kopuk yaşamaları ve duyarsız olmalarıdır . Ama öncelikli sorun eğitimin yetersiz verilmesindedir. En basitinden okullarımızda cinsel eğitim verilmekte fakat cinsel yönelime değinilmemektedir. Ve hatta buna değinen kişilere soruşturma açılmaktadır. Dolayısıyla heteroseksüeller eşcinselliği tanımamakta ve eşcinsel olan bireyler bile baskı dolayısıyla kendilerini ya keşfedememekte ve mutsuz olmakta ya da çok geç keşfedebilmekte ve büyük sorunlar yaşamaktadırlar . Kökten çözüm için her şeyin başı eğitim diyorum .

Reyhan Karam 28 İstanbul - işletme

Bizler ne demiyoruz ki ; Asıl sorun burda , biz anlatıp yaşasakta kayda değer bir iyileşme söz konusu olmuyor , toplum baskısı , rencide edilme , kabul edilememe ve kendimizi ifade edememek,o kadar çok konuşan gözlerimiz , ağzımız hareketlerimiz varki bunlara rağmen görmezden geliniyoruz , Bu zihniyetlere karşı burdayım demek zor olandır . Benimsenmemiş bir yaşam biçimini yaşarken bu zihniyetlerin bizlere katmiş olduğu ağır psikolojik savaşın beynimize ve zihnimize ne kadar hasarlar verdiklerini söylemeden geçemicem . Bir İnsanı kabullenmemek o insanı görmemektir . Hayatla devamlı savaşan biri ne diyebilirki ? Aşklarımız , yaşamımız . Tek bir kavram için verilen şavaşa bakın.Yaşadığım şey kimseden farklı değil , Aşık oluyorum , özlüyorum ,arıyorum , incitmiyorum ve kimseyi rahatsız etmiyorum ama sorun hemcinsim olmasıysa hangi insanoğlundan bu kadar çok şey istediniz derim ve normalliğinizden şüphe duyarım . Bu yaşam biçimi benim nefesim .



Derya Türk 21 Grafiker - Ankara




Tek çaremiz onlara kendimizi kabullendirmek… Ama nasılı var bunun . Önce zihniyet lazım milletimize . bunu kabullendirmekte en büyük rol medya ve yasalar ama onlarda üstlerine düşen görevi yapmıyorlar .


Yusuf Koç 22 İşçi - Manisa

Bilinmeyişin kurbanları diye niteliyorum bizi . Bilinmiyoruz dolayısıyla sevilemiyoruz . Sevmeden bilemezsiniz . Öğrenmeden sevemezsiniz .




Dersu Şen 28 Ekonomist - İst

Eşcinselliği kötü yada yanlış bir kavram olarak algılamak toplumun bize söylediği genel yasa ve kurallara uymalısınız düşüncesinin sonucudur. " biz ve diğerleri " ayrımı yapılan toplumlarda , kendi belirlediği kurallar doğrultusunda bu saplantıdır , bu yanlışdır diyen toplumun genelinin doğru olarak kabul ettiğini düşündüğü (aslında gercek hiçde oyle olmayabilir) formlar dışında oluşan herseyi hastalıklı ve anormal ilan eden sistemin bir başka savaş cephesi eşcinselllik ..
eşcinselliğin bir tercih olduğu , hastalık olarak nitelendirmenin yanlış olduğu , bir kimlik ve normal bir insanlık durumu olduğu anlaşılana dek eşcinselleri zor günlerin beklediği çok açık .
önyargılarla dolu toplumumuzda eşcinsellere saygı duymanın herkes için çok kolay olmadığı da belli . istediğimiz sadece ; kendi bireyselliğimizi yaşayabilmek . Mutlu olabilmek için toplumun bize hasta demesine bile tahammul ediyoruz . Saygıyı hakediyoruz .
toplum bana bir erkekle mutlu olmam gerektiğini soylediği için hissettiğim herşeyi bir kenaramı bırakmalıyım . Empati kurarak düşünmeye çalışırsanız , benim yerimde olan siz olsanız ne yaparsınız ?


Sedef Güler 29 –Memur-İst

Eşcinsellik aslında hep var olan ama hep saklanan bastırılan duygular zinciri . Çocukken nedir bilmezdim ama hatırlıyorum , Erkek çocuklarının gizli saklı yaptıklarını görmüş ama bir anlam verememişimdir . Bense kızlarla evcilik oynarken öper ama söylemezdim . Şimdi büyüdük , Erkekler evlenip yaşadıklarını içlerinde bastırıp sakladılar,bense ne olduğunu öğrenip tercihimi yaptım . Toplumdaki gelişme ve modernleşmeyle birlikte insanların sakladıkları dışarıya çıkmaya başlamışsada bunu bir hstalık ve cinsel bir fantazi olarak görmeye devam etmektedir.Ben çok insan biliyorum ki ne kadar modern olursa olsun Erkek çocuklarının Bülent Ersoy çıktığında televizyonlarını kapatıp ,çocuğunun onu görmemesi için kanallara telefon açarak bunun kötü örnek olduğunu söylediklerini biliyorum . Ama şunu bilmiyorlarki , yasaklanan şeyler her zaman merak uyandırır ve özendirir.Biz toplum olarak ne kadar gelişirsek gelişelim bunu aileler kabul etmeyecektir ve biz bunu gizli yaşamaya devam edeceğiz .


Yazı ve röportaj
Asu Mansur
asumansur@yahoo.com

Hiç yorum yok: